HOSGELDINIZ...

HOŞGELDINIZ...

Türkiye ve dünyanin çeşitli yerlerinde yerden ve havadan çektiğim fotoğraflardan bazılarını burada sizlerle paylaşıyorum, beğeneceğinizi umarım. Fotoğraflara "sayfalar" başlığının altındaki bölümleri seçerek ulaşabilirsiniz. ayrıca çesitli yerlerden derlediğim Fotografciliğa yeni başlayanlar icin faydalı olabilecek bilgileri ana sayfada bulabilirsiniz.

Birol ŞAHINARSLAN
HDR Fotoğraf Çekimi
HDR (high dynamic range) fotoğraflar oluşturmak için özel makinalara ve pahalı aksesuarlara ihtiyacınız yoktur. Her türlü dijital fotoğraf makinası bu işlem için uygundur.

HDR tekniğindeki temel mantık , fotoğraftaki çok koyu ve çok açık alanlar arasında bir denge yakalamaktır. Örneğin arka fonda güneş varken bir çiçek fotoğrafa alınmak istendiğinde ya güneş çok parlak çıkar, ya da çiçek simsiyah görünür. HDR tekniğiyle güneşi ve çiçeği bu konumdayken bile normal görüntüleriyle pozlamak mümkündür.

HDR için fotoğraf makinasına ve tripota (üç ayak) ihtiyaç vardır. Dikkat edilmesi gereken en önemli konu fotoğraftaki alanın hareketsiz olmasıdır. Rüzgarda salınan ağaçlar, araçlar ve insanlar gibi hareketli nesneler bulunmamalı ve ard arda çekeceğimiz fotoğraflarda titreme ve kayma olmamalıdır. Tek konuyu en az 3 farklı pozlamada çekmemiz gerekmektedir. Bunlar -2Ev 0Ev +2Ev olabilir. Bu tür pozlamaları göstermeyen makinalarda aynı pozu , pozlama süresini kısaltarak ve ya uzatarak , çok koyu orta koyulukta ve çok parlak olarak pozlamalıyız. Bu pozlamalardan sonra oluşan tüm fotoğraf dosylarını jpeg ya da tiff formatında kaydetmeli ve bilgisayara göndermeliyiz. Photoshop CS2 ve ya Photomatix Pro gibi bir programda HDR Merge seçeneğiyle birleştirdiğimiz fotoğraflarda parlaklık değerlerini ayarladıktan sonra hemen hemen tüm işlemleri bitirmiş oluyoruz.


Photoshop CS2 de


file - automate - merge to hdr sekmesinde çektiğimiz pozları seçip,




seçim sayfasının en altındaki “Attemp to Automatically Aling Source Image” seçeneğini seçerek (tik atarak işaretle)



pozlardaki milimetrik kaymaları da bilgisayarın düzeltmesini sağladıktan sonra OK tuşuna basarak fotoğrafları yükleyip işlemleri takip edebiliriz.


 Oluşturulan ilk imaj dosyası 50 - 140 Mb büyüklüğündedir. (çözünürlüğe ve fotoğraf sayısına göre değişir). Oluşturulan imaj dosyası fotoğraf makinanızın tek çekimde elde ettiği fotoğraf kalitesinden defalarca kat daha yüksektir.

Çeşitli hesaplamalar bittiğinde Photoshop 8 bit e dönüştüreceği imaj dosyası için bir kez daha poz düzeltme seçeneği sunar . Local Adaptation seçeneği altında pozun koyu, açık ve orta koyuluktaki alanlarının birbirinden bağımsız olarak parlaklığıklığını ayarlayabiliriz ki HDR fotoğrafın temelinde bu yatar. Daha sonra çeşitli photoshop teknikleriyle fotoğrafınızı düzeltebilirsiniz. HDR fotoğraflarda normalde hareketli nesnelerin bulunmaması gerekir ancak bazı fotoğraf işleme teknikleriyle hareketli nesneler de fotoğraflara dahil edilebilir. Bunun için iyi bir fotoğraf makinasına, fotoğraf işleme programına ve bu programı kullanma yeteneğine ihtiyacınız olacaktır.

Yazılımlarla bazı fotoğraf makinası filtrelerini simüle edebilir ve çektiğiniz fotoğraflarda kullanabilirsiniz ancak yazılımların da elbette bir limiti vardır. Fotoğrafların çok daha olağanüstü görünmesi için özel makinalara ve özel merceklere ihtiyacınız olabilir. Fakat HDR için olmazsa olmaz donanımlardan değillerdir.

0Ev Pozlama

-2Ev Pozlama

+2Ev Pozlama

 Photoshop CS2 ve ya Photomatix Pro gibi bir programda HDR Merge seçeneğiyle birleştirdiğimiz Fotoğraf.

Detaylı video açıklaması için aşağıdaki linke bakabilirsiniz.

Genel Fotograf Çekim Teknikleri

GENEL FOTOĞRAF ÇEKİM TEKNİKLERİ
-Fotoğraf çekerken öncelikle fotoğraf makinesini iki elimiz ile tutmalıyız. Ayrıca kollarımızın dirseklerimizden vücudumuza yapışık olmasını sağlamalıyız. Deklanşöre basmadan önce derin bir nefes almalıyız. Bunlar fotoğraf makinemizi titretmeden ya da titretmeyi minimum’a indirerek fotoğraf çekmemizi sağlayan temel önlemlerdir. Mümkünse bir duvar ve benzeri bir yere yaslanmak suretiyle, duvardan destek alarak da çekimlerimizi gerçekleştirebiliriz.
-Özellikle portre fotoğrafları çekerken, arka planın sade olmasına özen göstermeliyiz. Böylece hem konuyu ön plana çıkartmış, hem de fotoğraf makinemizin doğru yere odaklanmasında büyük kolaylık sağlamış oluruz. Arka planda kadraj içerisine giren, ilgi odağının dağılmasını sağlayan objeler varsa ve başka bir şekilde kadrajlamamız mümkün değilse, bu sefer de net alan derinliğini kısarak (diyaframı açarak f:2,8 ya da f:4 gibi) çok daha etkileyici fotoğraflar çekebiliriz.
-Bazı fotoğrafların göze çarpan ve onları çarpıcı kılan yanları vardır. Bu sebeplerden biri de fotoğraftaki güçlü kompozisyondur. Fotoğraftaki kompozisyonun basit tanımını; “Kadraj içerisindeki objeleri, göze hoş şekilde seçmek ve düzenlemek” şeklinde yapabiliriz. Öyleki bazı anlarda fotoğraf makinemizin küçük hareketleriyle çok değişik kompozisyonlar yakalayabiliriz.
Genel olarak çoğumuzun, fotoğraf çekerken yaptığı bir hataya değinmek istiyorum, o da konuyu kadrajın tam ortasına yerleştirmektir. Bu şekilde çekilen fotoğraflar daha az hareketli ve çok daha az dikkat çekici olurlar. Bunun önüne geçmek için, çekeceğimiz kareyi aklımızdan yatay ve dikey olarak üç eşit parçaya bölelim. Bu çizgilerin kesiştiği noktalar iyi bir kompozisyonda ilgi merkezinin yerleşeceği en doğru dört noktayı gösterir. Bu noktalra fotoğrafçılıkta “dört altın nokta” denir. Manzara fotoğrafları çekerken de ufuk çizgisinin bu çizgilere paralel ve kadrajın üçte birini dolduracak şekilde yerleştirmeliyiz. Ufuk çizgisinde oluşacak eğrilik kesinlike istenmeyen bir durumdur. 
                                                Dört Altın Nokta


KAR FOTOĞRAFLARI
Kar fotoğrafları çekerken en çok pozlama konusuna dikkat edilmesi gerekir. Makinelerin ışık ölçerleri %100 beyaz üzerinden değil de %18 gri üzerinden ışık ölçerler. Bu sebeple makinein otomatik poz değerleriyle bir kare çekildiğinde, kar genellikle gri ya da açık mavi (griye yakın) çıkabilir. Karın beyaz çıkmasını sağlmak için en az bir ya da iki stop fazla pozlamak gerekir.
1 ila 1.5 stop fazla pozlarsak, kar üzerindeki detaylar da alınır. Ancak gölgeler ve koyu nesneler üzerindeki detaylar kaybedilir.
2 stopluk ilave pozlama tam anlamıyla beyaz , ancak detaysız bir kar görüntüsü verir. Bu defa da koyu alanlardan daha fazla detay alınır.
Kar için yapılacak manuel beyaz ayarı ise; normalde Kodak'ın %18'lik gri renk kartı üzerinen yapılır. Fakat yanımızda bu kart yoksa elimizin üst kısımından alacağımız değer bizi doğru sonuçlara götürür. Elimizden değer alırken, elimizin kadrajı tam anlamıyla doldurmasına ve elimzin üzerine kendi gölgemizin düşmemesine de dikkat etmeliyiz.
Kar üzerindeki bir yaprağı ya da çiçeği çekerken de spot ölçüm yapmakta fayda vardır. Lapa lapa yağan kar için de flash kullanmak yağan kar tanelerini arka plandan ayırıp keskin çizgiler ile net bir şekilde yakalamamızı sağlar. Tipi şekline yağan kar için düşük enstantane ve flash ile çok farklı etkiler yaratabiliriz.


DİYAFRAM VE ENSTANTANE
Diyafram ayarı objektif içerisindeki diyaframın veya iris'in hangi dereceye kadar açık kalacağının belirlenmesidir. Objektifler en fazla düzeyde ışık toplayabailmek için dizayn edilmişlerdir. Diyafram gözümüzdeki iris gibidir; güçlü ya da parlak ışık altında kısılır, az ışık altında ise genişler. Objektif içinden gelen ışığın bir kısmının engellemek için diyafram kapatılabilir veya durdurulabilir. Diyafram ayarı ile aynı zamanda bir portre veya macro fotoğraflardaki alan derinliğini de değiştirebiliriz.

MODE: S (Shutter – Deklanşör Hızı)
Fotoğraf makinesinde bu ayar seçildiğinde, çekim yapmadan önce enstantane ayarını kendimiz yapabiliriz. . Fotoğraf makinesi limitleri dahilinde uygun diyafram ayarını kendisi ayarlayacaktır. Deklanşör – enstantane hızı düşürüldükçe hareketli nesneleri dondurabiliriz. Deklanşör hızını düşürdükçe yani daha hızlı bir çekim modu seçtikçe ışık yeterli olmadığı taktirde, kadraj kararacaktır.

ENSTANTANE (Perde Hızı - Ötrücü - Obturator)
Diyafram göz bebeği ise, enstantane göz kapağının açılıp kapanmasıdır. Fotoğraf makinemizin içinde bulunan sensörün veya filmin üzerine düşen ışığın süresini ayarlayan sistem, fotoğrafın ne kadar zaman diliminde çekileceğini de belirler. Enstantane yaprak adı verilen metalden yapılmış perdedir. Deklanşöre basıldığında seçilen zamana göre perde-enstantane açılır film ya da sensör üzerine ışık üzerine düşer ve perde kapanır. Işık koşullarına ve hareket özelliklerine göre bir fotoğraf ya çok kısa ve ya uzun zaman süresinde çekilebilir. Işığın film üzerine düştüğü süreye "Pozlandırma" adı verilir. Güçlü ışıklarda az, zayıf ışıklarda uzun pozlandırma yapılır. Yine hareketi dondurmak için az, flulaştırmak için uzun pozlandırma söz konusudur. Düşük pozlandırma sürelerinde (özellikle gece manzara fotoğrafı çekimlerinde) perde daha uzun süre açık kalacağı için, fotoğraf makinemiz titreşime karşı aşırı hassasiyet gösterir. Bu gibi durumlarda kesinlikle tripod kullanılmalıdır.

ISO-ASA AYARI
Şimdi de ISO - ASA ayarları hakkında biraz bilgi vermeye çalışayım; ISO: fotoğraf filmlerinde, ışığa duyarlılık derecesini belirleyen standart ölçüm sistemidir.
Kullanımından örnekler verecek olursak:
-Uzun pozlama yapmayacağımız ve alan derinliğini kaybetmek istemediğin zaman ISO ayarlarını yükseltebiliriz.
-Akşam üzeri az ışık altında dışarıda çekim yapmak istiyoruz, 1/125 enstantanenin altına da inmek istemiyoruz, çünkü titreşime karşı hassasiyet artabilir. Bu sebeple enstantaneyi 1/125 ayarlayıp diyaframı sonuna kada açıyoruz (f:2,8 –f:3,7 gibi) ve ISO'yu 50 olarak ayarlıyoruz. Fakat sonuç bize karanlık geliyor, o zaman aynı enstantane ve diyafram ayarıyla ISO'yu 200'e getirip çok daha iyi sonuç alabiliyoruz. (değerler ortam şartlarına göre değişiklik gösterebilir)
-Yine dışarıdayız ve öğle vakti 50 ISO ile bir kuş fotoğrafı çekeceğiz, diyafram f:4 ya da f:5 enstantane ise 1/1000. Çekimiş olduğumuz fotoğrafa baktığımızda kuşun net, hareketli kanatlarının ise flu/blur olduğunu görüp enstantaneyi 1/2000'e çıkartmak istiyoruz ama ışık yeterli değil, işte o zaman ISO'yu 400 olarak ayarlayıp enstantaneyi 1/2000'e çıkartabiliriz ve istediğimiz sonuca ulaşmış oluruz.
ISO ayarlarını yükseltmenin avantajları olduğu gibi dez avantajları da vardır. ISO yükseldikçe grain ya da noise (fotoğrafta kirlilik/kumlanma) da artar, bunun sebebi CCD’ye fazla voltaj giderek CCD’nin ısınmasıdır. Gece yapılan çekimlerde düşük iso ve kısık diyafram kullanılır, bunlar detayları ortaya çıkartmak için gereklidir. Fakat bu esnada hızlı enstantane ayarından ziyade düşük enstantane ayarı ve kesinlikle tripod+self timer kullanmak gerekir.

Macro'larda Alan Derinliği ve Diyafram Ayarı
MODE: M-Manuel Mode
Alan derinliği macro'larda çok büyük önem taşımaktadır. Bir objeyi macro olarak fotoğrafını çekeceğimiz zaman zoom ayarlarını yaptıktan sonra sadece objemizin mi net olacağına yoksa obje ve arka planın mı net olacağına yani alan derinliğine karar vermeliyiz. Bunu diyafram ayarı ile oynayarak yapabiliriz. Büyük diyafram açıklığı (Ör: f:2.8-f:3.0) alan derinliğini azaltır ve objenin net arka planın blur-bulanık çıkmasını, küçük diyafram açıklığı (Ör: f:8.0-f:7.6) alan derinliğini arttırır objenin ve arka planın net çıkmasını sağlar.
Burada çok dikkat edilmesi gereken bir yer daha vardır ki o da enstantane hızıdır. Diyafram ayarı ile oynadığımız zaman lens-sensor'e düşecek ışık miktarı da değişeceğinden ona göre enstantaneyi hızlandırmak ya da yavaşlatmak gerekebilir. Fakat makinenizde "A" Aperture-Diyafram Öncelikli Mode varsa onu kullanmanızı tavsiye ederim. O zaman siz diyafram ayarını değiştirdiğinizde makine otamatik olarak enstantaneyi değiştirecektir.

http://dkab.azbuz.ekolay.net/readArticle.jsp?objectID=5000000000504677

Iyi Fotograf çekmenin bazi kuralları vardir, işte fotoğraf çekmenin 50 altın kuralı :

1- Bakış noktanızı iyi seçin. Bunun için fotoğrafını çekeceğiniz konuyu nasıl göstermek istediğinizi düşünün. Sabit bir konunuz varsa (bina, çeşme vs) etrafında biraz dolaştıktan sonra en iyi açısını bulmaya çalışın. Perspektif hatalarını hesaba katmayı unutmayın! Farklı bakış açıları geliştirmeye çalışın. Ortalama uzunluktaki bir insanın göz hizası yerine, çok daha yukarıdan ya da aşağıdan da çekimler yapmayı deneyebilirsiniz.
2- Herhangi bir konunun fotoğrafını çekerken, kompozisyonu yatay ya da dikey oluşturmanız konusunda önceki bilgi ve deneyimleriniz size yol gösterecektir. Bazı konular yatay çekildiğinde bazıları ise dikey çekildiğinde doğru ve güzel fotoğraf verirler. Bunun için ilk başta konunuzu kadrajladığınızda, büyük boşluklar kalıp kalmadığına ve konunuzun kesilen yerlerine bakabilirsiniz.
3- Çekilecek konuya göre doğru objektif seçimi çok önemlidir. Bazı konular yakından, bazıları ise uzaktan fotoğraflanmalıdır. Bir futbol karşılaşmasında ya da vahşi hayvan fotoğrafları çekerken mutlaka belli bir uzaklıktan fotoğraf çekmemiz gerekir. Bunun için tele objektiflere ihtiyacımız olur. Doğru objektif seçimi için, objektif çeşitlerini ve nerelerde işimize yarayıp yaramayacaklarını iyi analiz etmeliyiz.
4- Özellikle insan fotoğrafları ve portre çekiyorsanız, arka planlarının sade olmasına dikkat edin. Karışık bir arka plan, konumuzla karışacak ve belirginlikten uzak, seçici olmayan sıradan bir fotoğraf karesi olacaktır.
5- Yakından tanıdığınız ya da ilk defa karşılaştığınız birinin fotoğrafını çekerken konunuzu rahatlatmaya çalışın. Kendinizden emin olun ve karşınızdaki kişiyle bir şekilde iletişim kurmaya çalışın. Fotoğraf çekerken kurulan iletişim sadece konuşarak değil, göz temasıyla ya da beden diliyle de yapılabilir.
6- Yakından çektiğiniz portre fotoğraflarda göze netlik yapın. Gözlerin net çıkması diğer alanlardan çok daha önemlidir.
7- Fotoğraf konunuza göre deklanşöre basma anınız değişebilir. Bir manzara ya da hatıra fotoğrafında başka, hız ve hareket olan fotoğraf konularında ise çok daha dikkatli deklanşöre basmak gerekir. Kısaca “kritik an” dediğimiz konu, zamanlama ile ilgilidir. Konunuzu veya olayı iyi takip ederek en can alıcı noktasında deklanşöre basılmalıdır.
8- Bir daha tekrarlanamayacak önemli bir konu çekiliyorsa mutlaka deneme çekimi yapın ve normal zamanlardan daha fazla sayıda fotoğraf çekin.
9- Güneşin tam tepede olduğu saatlerde (daha çok 12.00 ile 14.00 arası) mümkünse fotoğraf çekmemeye çalışın. Özellikle insan fotoğrafları üzerinde hoş olmayan sert gölgeler belirginleşebilir.
10- Fotoğraf çekmek için geniş vaktiniz varsa, yanınızda bir tripod taşıyarak fotoğraflarınızı tripod ile çekin. Böylece kadrajlarınızı daha kontrollü yapma ve yüksek diyafram değerleri kullanma imkanınız olur.
11- Seyahatlerinizde çantanızda mutlaka mini bir tripod bulundurun. Nerede gerekeceği hiç belli olmaz!
12- Tripodunuz olmadan elde fotoğraf çekerken, enstantane değerlerinizi mutlaka kontrol edin. Enstantane değeriniz en azından kullandığınız objektifin odak uzunluğuna yakın olmalıdır. Örneğin, 50mm için 1/60sn, 200mm için 1/250sn, 300mm için 1/500sn gibi…
13- Özellikle portre çekimlerinde ışık konunuzun arkasından geliyorsa konunuz ters ışıkta kalacak ve yüzü nerededeyse tamamen karanlık çıkacaktır. Eğer portrenizin yüzünü karanlık değil de daha aydınlık şekilde göstermek isterseniz en basit yöntem olarak dolgu flaşı kullanabilirsiniz. Böylece portrenizin yüzü de arka plan ile dengeli şekilde aydınlanacaktır.
14- Fotoğraf çekimlerinizde bir tripod kullansanız bile deklanşöre basma anınızda bir titreşim meydana gelebilir. Bunu önlemek için kablo deklanşör, uzaktan kumanda ya da hemen hemen tüm fotoğraf makinelerinde olan “self timer” modunu kullanabilirsiniz.
15- Çok büyük ya da çok küçük şeylerin fotoğrafını çekerken karemizin içerisine, konunun boyutunu gösterebileceğimiz ve herkes tarafından bilinen referans alınabilecek bir nesne koymakta fayda var. Örneğin, çok küçük bir obje çekerken, kibrit çöpü ya da bir bozuk para kullanmak gibi…
16- Ufuk çizgisi, fotoğraf karesinin alt kenarına paralel olmalıdır. Aksi takdirde hoş olmayan yamuk bir fotoğraf karemiz olur.
17- Özellikle ters ışıkta ve güneş ışığının çok parlak olduğu yerlerde fotoğraf çekerken mutlaka objektifinizin parasoleyini (güneşliğini) kullanın.
18- Panoramik çekim yapacağınız zaman makinenizi (daha çok kullanılan) yatay yerine tripodunuza dikey olarak bağlayın. Böylece çekmek istediğiniz alanda daha fazla fotoğraf çekebilecek ve perspektif bozulmalarını da en aza indirmiş olacaksınız.
19- Hızlı konuların (spor karşılaşmaları, araba yarışları…) fotoğrafını çekerken makinenizin obtüratör hızını kontrol edin. Enstantaneniz en azından 1/500sn olsun!
20- Önemli ve hızlı fotoğraf karelerini kaçırmamak için makinenizin (drive) modunu önceden seri çekime getirin. Netliği konunun gerçekleşebileceği yere önceden yaparak da zaman kazanabilirsiniz. Böylece objektifiniz netlik yapmak için ekstra zaman harcamayacaktır.
21- Fotoğraflarınıza hız efekti katmak için, nispeten düşük obtüratör hızlarında (1/30, 1/15…) makineniz ile konuyu takip edip uygun yere geldiğini düşündüğünüzde deklanşöre basın ve takip etmeyi biraz daha sürdürün. Böylece pan tekniğini kullanmış olursunuz. Bu teknikle konunuzun bazı yerleri ve arka alanı netsiz çıkacak ve konunuz hareketli gözükecektir.
22- Özel mekânlarda çekim ve tripod kullanmak için mutlaka izin alın. Başınızın derde girebileceği yerlerden uzak durun.
23- En zor fotoğraflanabilecek konulardan biri bebek ve küçük çocuklardır. Çok hızlı ve sürekli hareket ettikleri için fotoğraf karelerine ya çok flu ya da istenmeyen bir anda çekilmiş halleri yansır. Yeni doğmuş bir bebek fotoğrafı çekecekseniz kesinlikle flaş kullanmayın ve flaşınızın kapalı olduğunu bir kez daha kontrol edin.
Çocuk fotoğrafları çekerken de onları oyalayacak bir şeyler bulun. Oyuncaklar bu işe yarar! Arada bir de size bakması için ona seslenin. Unutmayın, küçük bir çocuğun dikkatini sürekli olarak aynı noktada tutamazsınız.
24- Çekeceğiniz objeyi fotoğraf karenizin tam ortasına getirmeyin. Bilinenin aksine konuyu ortalamak yerine karenin alttan, üstten, sağdan veya soldan 1/3′üne yerleştirmek çok daha iyi bir sonuç verir.
25- Ormanlık veya ağaçların çok olduğu alanlarda fotoğraf çekiyorsanız çıkan sonuç genellikle gözümüzün gördüğü kadar güzel olmayabilir. Ağaçların arasından süzülen parçalı ışık fotoğraf karenizde delik deşik (açık-koyu bölgeler) bir görüntü oluşturabilir. Çektiğiniz fotoğrafları mutlaka kontrol edin. Parçalı ışık etkisini yumuşatmak için flaş da kullanabilirsiniz.
26- Çiçek fotoğrafları çekerken rüzgârın hızını hesaba katın. Çiçeğin arka alanına ve üzerine düşen ışığa dikkat edin. Bazı çiçekler ters ışıkta daha güzel fotoğraf verebilir.
27- Sis, duman ve ters ışık fotoğraflarının her zaman ilgi çekeceğini unutmayın.
28- İnsan ve yaşamlar üzerine fotoğraflar çekiyorsanız, sade kıyafetler giymeye özen gösterin. Gösterişli fotoğraf çantaları ve büyük fotoğraf makineleri işinizi zorlaştıracaktır.
29- Hemen her kompakt dijital fotoğraf makinesinde bulunan dijital zoom özelliği gerçek zoom demek değildir. Bizim tek bakacağımız optik zoom özelliğidir. Objektifin içerisindeki mercek sistemlerinin ileri geri gitmesiyle optik zoom (yani gerçek zoom) yapılır. Dijital zoom ise, çekilecek olan konunun yazılımsal olarak büyütülmesiyle elde edilir. Görüntü kalitesini negatif yönde etkileyeceğinden dijital zoom özelliğinin kapalı olmasında ve hiç kullanılmamasında fayda vardır.
30- Dijital fotoğraf makinelerimizdeki LCD ekranlar pil tüketimini en fazla artıran kısımdır. LCD ekranları mümkün olduğunca az kullanmaya çalışın. Her fotoğraf çekildikten sonra otomatik olarak gösterme özelliğini kapatın, ihtiyaç duyduğunuzda siz LCD ekrana getirin.
Özellikle fotoğrafa yeni başlayanlarda LCD ekranın sık kullanılması istenmeyen kötü bir reflekse dönüşecek ve “nasıl olsa kötüyse siler yenisini çekerim” gibi bir anlayışa yol açacaktır.
31- Seyahatlerinizde, depolama işinizi nasıl yapacağınızı ve ne kadar fotoğraf çekebileceğinizi hesap etmeye çalışın. Gideceğiniz yere göre taşınabilir bilgisayar, taşınabilir hard disk veya diğer depolama ürünlerini kullanın. Kısa seyahatlerinizde ise sadece hafıza kartlarınız da işinizi görebilir. Birden çok hafıza kartı taşıyın. Ancak onlarca hafıza kartı ile çalışmak işinizi güçleştirecek ve hata yapmanıza sebep olacaktır. En az 2GB hafıza kartları alın!
32- Hafıza kartını takıp çıkarırken dijital fotoğraf makinenizin mutlaka kapalı olduğundan emin olun. Aksi takdirde hafıza kartınızdaki bilgiler kaybolabilir, kartınız ve fotoğraf makineniz bozulabilir.
33- Hafıza kartlarınızı silmek içerisindeki bilgileri güvenli şekilde silmeye yetmez. Hafıza kartlarınızı formatlayarak kullanın!
34- Yeni aldığınız bir dijital fotoğraf makinesinin kullanma kılavuzuna mutlaka göz gezdirin. Hatta üşenmeden hepsini okuyun! Makinenize özel veya daha önce hiç kullanmadığınız bir özelliği olabilir.
35- Uzun seyahatlerinizde yanınızda yedek pil bulundurmaya çalışın. Eğer makineniz kendi özel şarjlı pili ile çalışıyorsa akşamları mutlaka şarj edin. Kalem pil ile çalışan bir makineniz varsa da kaliteli alkalin piller kullanın.
36- Karanlık ortamlarda fotoğraf çekerken, genellikle 3-4 metreden uzak mesafelere flaşınızın gücünün yetmeyeceğini unutmayın. Konularınızı daha yakında çekin.
37- Makinenizin üzerine takılan bir flaşınız varsa, direkt olarak konuya doğrultmak yerine yansıtmalı olarak kullanmaya çalışın. Bunun için duvar ve tavanları kullanabilirsiniz. Bazı üreticilerin flaşlara takılabilen yansıtıcı ve yumuşatıcı gibi aksesuarları da işinize oldukça yarayacaktır.
38- Otomatik ve manuel olarak kullanılabilen ISO ve WB (White Balance-Beyaz Ayarı) özelliklerini çekimlerinizden önce kontrol etmeyi unutmayın!
39- Özellikle zor ışık şartlarında fotoğraf çekiyorsanız RAW formatını kullanın.
40- DSLR fotoğraf makinelerinde objektif değiştirirken hızlı davranmaya çalışın. Mümkünse tozun en az olabileceği tuvalet ve banyo gibi ortamlarda değiştirin.
41- Fotoğraf makinenizin temizliğine önem verin. Dijital fotoğraf makinelerinin en büyük düşmanlarından biri tozdur. Özellikle objektiflerinizi temizlerken elinize ne geçerse onunla temizlik yapmaya çalışmayın. Kolonya benzeri çözücü maddeleri asla kullanmayın. Sadece objektif ve optik malzemelerin temizliğinde kullanılan özel kimyasalları ve kâğıtları tercih edin.
42- Fotoğraf makinelerinizi ve objektifleri fotoğraf çantasında taşıyın. Fotoğraf çantanızın su ve toz geçirmemesine, darbelere karşı korunaklı olmasına dikkat edin.
43- Uzun yürüyüşlerde ve seyahatlerinizde sırtınızda, iki omuzda taşınabilen fotoğraf çantalarını tercih edin. Uzun süre tek omuzda taşınan ağır bir fotoğraf çantası belinizde ve sırtınızda ağrılara neden olabilir.
44- Fotoğraflarınızı depolarken kendinize özgü bir sistematik geliştirin. Önemli fotoğraflarınızı hem hard diskte hem de CD/DVD ortamında saklayın.
45- Kumsal ve çöl gibi ortamlarda fotoğraf çekiyorsanız makinenizi korumaya özen gösterin. Çekiminiz bittikten sonra mutlaka fotoğraf çantanıza yerleştirin.
46- Uzun süreli fotoğraf çekimlerinden sonra makinenizin bakımını yapın. Özellikle DSLR fotoğraf makinesi kullanıyorsanız görüntü algılayıcınız (CCD/CMOS sensör) kirlenmiş olabilir. Bu gibi durumlarda da en ufak bir toz tanesi bile fotoğraf karenizde kocaman bir leke olarak görülecektir.
47- Fotoğrafınızı internet üzerinde kullanacaksanız (web sayfası, mail vs) görüntü boyutunu düşürün ve mutlaka JPEG çekin.
48- Yağmur altında fotoğraf çekerken fotoğraf makinenizin ıslanmaması için özel yağmurluklardan faydalanabilirsiniz. Makineniz ıslandığında da bir an önce kuru bir bezle temizlemenizde fayda var.
49- Soğuk havalarda ve özellikle de kar altında fotoğraf çekerken pillerinizin sorun yaratabileceğini ve sizi yarı yolda bırakabileceğini unutmayın. Yanınızda mutlaka yedek bir pil bulundurun. Ani hava değişikliklerinden uzak durmaya çalışın. Çok soğuk bir ortamdan çok sıcak bir ortama geçtiğinizde, fotoğraf makinenizi direkt olarak ısı kaynağından uzak tutmaya çalışın.
50- Objektiflerinizin önünde koruyucu filtre olarak UV ya da Skylight’i kullanabilirsiniz. Böylece objektifiniz dış kaynaklı sorunlara (çizilme, tozlanma, kırılma…) karşı korunmuş olur
http://www.fotografium.com/content13/Fotograf-cekerken-Dikkat-Edilecek-50-Altin-Kural-Puf-Noktalari

Fotoğraf Çekme Teknikleri


Manzara Fotoğrafı

Manzara fotoğrafı çekmek her fotoğraf makinesine sahip olan için kaçınılmaz bir durumdur. Bir kişiye fotoğraf çekmesini söylediğimiz zaman çoğunlukla manzara fotoğrafına yönelmektedir. Bunun nedeni belki doğanın çekiciliği belki de daha kolay elde edilebilmesi olabilir. Çok basit gibi gözüken manzara fotoğrafı çekimi, fotoğrafçılığın en zor dallarından biridir. Çünkü doğada her zaman gerçeğini gören gözler, çektiğimiz fotoğraflarda bu gerçeğin ya olduğu gibi aktarılmasını ya da onun bizim yorumlarımızla yeniden ifade edilmesini istemektedirler. Bu nedenle ışık, renk, ton, kompozisyon, objektif, filtre gibi konuları tam özümsememiş kişinin gözün gördüğü mükemmellikte fotoğraf çekmesi biraz zordur.

Manzara fotoğrafı çekmek isteyen kişi doğaya bağlıdır. Bir bulutlu havanın, sisin ya da bir yağmurlu havanın fotoğrafını çekmek ancak bu koşulların kendiliğinden oluşmasına bağlıdır. Kendiliğinden oluşan bu görüntülerden istediği etkiyi ve ifadeyi veren anı yakaladığı zaman fotoğraf oluşturabilir. Bu nedenle, manzara fotoğrafı çekmek isteyen kişinin öncelikle iyi bir gözlemci olması gerekmektedir. Doğayı bir avcı gibi taradıktan sonra burada bulacağı bir odak noktası fotoğrafın ilgi merkezi ve manzaraya açılan bir pencere olacaktır. Bu nokta uzakta bir dağ, bir binanın cephesi, bir grup ağaç, bir kuş veya bir insan olabilir. İlgi noktasının çok duyarlılıkla seçilmesi ve ilgiyi dışarıya çakacak etkenlerden oluşmaması gerekir. Çekimlerde kullanacağımız objektif 50 mm.lik bir objektif veya 35 mm.lik bir geniş açılı objektif olabilir. Geniş açılı objektifler kullanıldığında geri plandaki konuların olduğundan daha küçük görüleceğini unutmayalım. Manzara fotoğraflarının çekiminde en iyi ışık sabahın ilk saatleri ve akşam günbatımından birkaç saat önceki ışık koşullarıdır.

Bu ışıklar konumuza yatay geleceği için hem konudaki kontrastlığı azaltır hem de derinlik duygusu yaratır.

Manzara fotoğraflarında konuyu çerçevelemek fotoğraflarımıza ayrı bir anlam kazandırır. Çerçevelemeyi bir kemer, bir köprü ayağı, bir kapı girişi doğal bir kaya formasyonu veya ağaç veya yapraklarından yararlanılarak gerçekleştirebilirsiniz. Manzara fotoğraflarının çekiminde düşük enstantane kullanmak hem alan derinliğini artırmak için kısık diyafram kullanmaya imkan tanıyacağından hem de konu içerisindeki hareketli öğelerin hareket izlenimini yakalayabilme imkanı sağlayacağından iyi sonuçlar verir. Diğer taraftan renk kontrastını sağlamak için zıt renkleri renk dengesini bozmadan kullanmak fotoğraftaki görsel zenginliği artırır. Filtre manzara fotoğrafçılığının vazgeçilmez elamanlarındandır. Fotoğrafımızda gökyüzü yer alacaksa gökyüzündeki bulutların fotoğraf üzerindeki etkisini artırmak ya da yüksek noktalarda fotoğraf çekerken U.V. ışınlarının fotoğrafımızı etkilemesini önlemek için mutlaka filtre kullanmalıyız. 80 A-80 B filtreleri bulutları daha belirgin olarak görüntülemeyi sağlar.


Günbatımı fotoğrafı çekimi

Hemen her yaş grubu için günbatımı renkleri ve romantik havası coşkulu duygular uyandırır. Ve yine hemen her fotoğrafçı da güzel günbatımı fotoğrafları çekmeyi ister. Genellikle çıplak göz ile görülen günbatımı manzarasının, fotoğrafı çekildiğinde ortaya çıkan kare ise donuk ve zevksiz bir hale dönüşmektedir. Bu esnada daha önceden belirlenebilecek birkaç ufak kural ile bu sorunu çözmek mümkündür.
Gün batımı sırasında ışık şiddeti çok düşeceği için fotoğraf makinemize yüksek hızlı filmler takabiliriz. Yüksek hızlı filmler daha az ışık ile çalışma prensibi ile geliştirildikleri için içindeki ışığa duyarlı parçacıkların (gren) ebatları daha büyüktür. Bu gren yapısı yüzünden çekilen fotoğraf üstünde renkli bir takım bozulmalar olacaktır. Bunu engellemenin yolu, normal hızlı filmler kullanmak ve fotoğraf makinesi ile çekim yaparken makineyi biraz uzun pozlamaktır. Uzun pozlamalar için tripod kullanmak en doğru çözüm olacaktır. Bu şekilde film hızımızdan ödün vermeden gren sorununu çözmüş oluruz.

Makinemiz ve filmimiz tamam, ayak da aldık yanımıza, şimdi geldi en önemli yere. Günbatımı fotoğrafında açı gerçekten çok önemlidir. O zaman mümkün olduğu kadar geniş açılı bir objektif tercih etmeliyiz gün batımı fotoğrafı için. Fotoğrafı çekmeyi planladığımız mekânı bir iki gün gözlemlemek, en iyi açıyı ve en iyi fotoğraf saatini belirlemek için idealdir. Buna rağmen fotoğrafı çekeceğimiz gün çekim bölgesine belirlediğimiz çekim saatinden biraz erken gitmek faydalı olur. Bununla beraber gün batımı fotoğrafının en önemli ayrıntısı bulutlardır. Bulutların olmadığı bir günde günbatımı fotoğrafı çekmenin pek anlamı yoktur.

Özellikle bahar aylarında güneş ışınlarının yatay olarak geldiği zamanlar, fotoğraf çekmek için uygun bir dönemdir. Bu tür fotoğraflarda amaç güneşin batışını anlatmak değil, güneşin batışı sırasında gerek güneşteki, gerekse bulutlarda ve doğadaki renk değişimlerinin ahengini ve esprisini yakalamaktır. Bu nedenle fotoğraflarımızda güneş olmadan da günbatımının bu renk cümbüşünü ifade eden fotoğraflar çekilebilir.

Günbatımı fotoğrafı çekerken, günbatımı ile aranıza alacağınız ya da almayacağınız objeler anlamı güçlendirecektir. Günbatımını deniz kenarında fotoğraflıyorsanız kareye bir balıkçı teknesi ya da olta ile balık avlayan bir objenin konması iyi olacaktır.
Günbatımı fotoğrafı çekerken araya girecek objeler arkadan aydınlandığın için genellikle siluet olarak düşecektir fotoğraf karesine, bu durum hoş görüntüler çıkmasına sebep olabilir. Ama siz bu objenin daha belirgin olmasını isteyebilirsiniz. Bu gibi bir durumda dolgu ışığı kullanmakta fayda vardır. Dolgu ışığını en kolay flaş kullanarak elde edilebilir.

Kullandığınız flaşın özelliklerine göre çekim esnasında objenin üstüne ne kadar ışık düşeceğine karar verip uygun anda flaşı patlatabilirsiniz. Bunu yaparken flaşı ister makine üstünde, isterseniz de elinizde kullanabilirsiniz. Makine üstünde flaş kullanacaksanız pozlamanın başladığı anda flaşın patlayacağını (makine üstünde başka bir ayar yok ise) unutmamanız gerekir. Flaş elde kullanılacaksa pozlamanın başı ile sonu arasında patlatmaya dikkat etmemiz gerekir.


Portre Fotografi
Yakın (Makro) Çekim

Makro çekim olarak ta adlandırılan yakın çekimler için uzun odaklı objektiflere ya da colas-up, konvektör gibi yardımcı malzemelere ihtiyacımız var. Çünkü 35 mm.lik fotoğraf makineleri aldığımızda bunlarla birlikte genellikle 50 mm.lik normal açılı objektifler verilir. Bu objektifin görüş açısı 45 derece civarındadır. Bu objektiflerle konuya 45-50 cm.den daha fazla yaklaşmak mümkün değildir. Eğer yaklaşırsak konunun netliğini sağlayamayız. Oysa tele objektifler aynı mesafeden konunun daha az (ayrıntıyı) bir bölümünün film üzerine düşmesini sağlar. Konuya daha fazla yaklaşarak ayrıntıların fotoğraflarını çekmek için tele veya zoom objektifler kullanılır.

Yakın çekimlerde, alan derinliği çok kısıtlıdır. Çünkü dar açılı objektif ve konuya yaklaşma alan derinliğini azaltır.
Bu özelliklerin yanında birde açık diyafram tercih edildiğinde alan derinliği bazen santimlerle ifade edilecek kadar azalır.
Alan derinliğinin azalması, konunun can alıcı yerinin net, geri planın tamamen flu olması fotoğrafa ayrı bir anlatım zenginliği katar. Böylece ana konu çevresinden ayrılıp ön plana çıkar.

Yakın çekimlerde, doğru noktanın seçilerek netlik ayarının yapılması gereklidir. Netliği etkileyen diğer önemli bir nokta ise, dar açılı objektiflerin ağırlıklarından ve uzunluklarından dolayı titremeye müsait olmaları ve konunun hareket halinde olmasıdır.Örneğin bahar aylarında yeni açmış bir gelinciğin fotoğrafını çekerken bir taraftan rüzgar gelinciği hareket ettirirken diğer taraftan rüzgar makinemizin sağlanmasına neden olabilir. Bu durumlarda en uygun çekim zamanın rüzgarın en az olduğu sabah saatlerinin tercih edilmesi ve çekimde sehpa kullanmaktır. Diğer bir yöntem ise çiçeğin arkasına siyah bir karton yerleştirerek fon etkisi yaratmak ve çiçeğin yapraklarını ince siyah iple bağlamaktır.
Geniş açılı (Balık gözü) objektiflerle yakın plandan çekilen fotoğraflar objede perspektif kaymaları yapacaklarından değişik görüntüler elde edilmek için kullanılabilirler.

Fotoğrafta portre deyimi, pek çok insanda bir kişinin başının ya da vesikalık fotoğraf çekilmesi olarak anlaşılmaktadır.
Oysa portre bunları kapsamakla birlikte bunların dışında bireyin kimliğini, karakterini, kişiliğini, duygularını ifade eden bir özelliğe sahiptir. Portre politikacıdan esnafa, öğretmenden öğrenciye, çiftçiden sanayiciye, sporcudan sanatçıya kısaca bir insanın, bir anlık duygu ve düşüncülerini ya da hayatını bir anlatım şeklidir. Bu bakımdan bazen boy, bazen büst bazen de baş çekimleri portre fotoğrafı anlayışı içinde yer alabilir.

“Portre fotoğrafı çekmek , yazmaya şiirle başlamaya benzer. Hemen hemen her fotoğrafçının dağarcığında portre bulunur.

Fotoğraf dünyamızda portre konusunda belli bir dünya görüşü, güzellik ve benlik anlayışı ortaya çıkmıştır.

Portre fotoğrafçılarımız, insan fenomeninin çok yönlü dünyasının, iç içe sorunları olan karmaşık yapısını çözümleyerek etkili bir biçim anlayışla dile getirme konusunda önemli aşamalar geçirmişlerdir. Ortaya çıkarılan yapıtlarda tipleme, ışık, renk, biçim, ton geçişleri, istif, parça bütün bağlantısı, kadraj, atmosfer yaratma ve öz-biçim örgüsü etkileyici bir düzeye ulaşmıştır. Doğal olarak her insan ayrı bir dünyadır. Bu ayrı dünyaları anlatmanın iki temel zorluğu vardır. Bunlar, anlatılmak istenen kişinin önce anlatacak kişi tarafından anlaşılabilmesi ve anlatılacak kişinin tüm karakteristik özelliklerini bir defada ortaya koyabilecek uygun bakış açısı ve anın tespit edilmesidir. Çok kolay gibi gözüken bu iki nokta fotoğrafçılığın belki de en zor yanıdır. Bu nedenle fotoğraf çekerken kullanılan film, makine, objektif, portre fotoğrafçılığına uygun olanlardan seçilmeli, en önemlisi ışık, modelin görüntüsünün film üzerine düşmesi için bir araç değil, portresi çekilecek kişinin özelliklerini yansıtacak bir araç olarak kullanılması gerekir.

Portre fotoğraflarının çekilmesinde genelde 80- 200 odak uzunluğuna sahip objektiflerin kullanılması uygun olur.
Portre fotoğrafçılığında netleme kişinin göz bebeklerine yapılmalıdır. Çünkü gözler kişiliğin aynasıdır.
Modele çok yaklaşmak kadar ondan fazla uzaklaşmakta uygun değildir. Modelin arkasında kalan bölgelerde görüntüyü
bozucu etkisi olan ya da ilgiyi dağıtacak görüntüler olduğu zaman açık diyafram yardımı ile fon netsizleştirilir.

Böylece fotoğrafa üçüncü boyut etkisi verilmiş olur. Açık diyafram estantane değerinin de yükselmesini zorunlu kılacağından göz kapaklarının kırpılması gibi durumlarda ortaya çıkacak uyuyor imajı önlenmiş olur.

Modelin kişiliğinin anlatılması açısından bazen başın bir kısmı yeterli iken bazen başın tamamı veya vücudun tamamıda yeterli olabilir. Fotoğraf sanatı modelin kişiliğinin bizim objektifimizle yorumlanması olduğundan bir kemancı için kemanıyla birlikte çekilecek bir fotoğraf belki düşünülebilecek en son konu olduğu unutulmamalıdır.Kapalı mekanlarda portre fotoğrafı çekerken flaş kullanmak yerine camdan gelen ışıktan yararlanılmalıdır.

Camdan gelen ışık yumuşak ışık olduğundan modelin özelliklerini daha kolay yansıtmaya yarar. Eğer flaş kullanılması gerekiyorsa flaş modelin yüzüne değil duvarlara tutularak buralardan yansıyan ışıklarla fotoğraf çekilmelidir. Fotoğraf çekiminde yapay ışık kullanılacaksa en az iki ışığa ihtiyaç vardır. Bunlardan biri temel ışık olup konuyu aydınlatırken diğer ışık temel ışığın ortaya çıkardığı koyu bölgeleri yumuşatmak ya da dolgu ışığı olarak kullanılması gerekir. Portre fotoğrafının çekiminde model duvara ya da arkasında bulunan perdeye yaklaştırılmamalı, model ile duvar arasında en az bir metrelik bir mesafe bırakılmalıdır. Yapay ışıkta fotoğraf çekildiğinde model ile duvar arasından verilecek bir ışık modelin duvara yapışık gibi çıkmasını engeller.
Tanımadığımız kişilerin portre fotoğraflarını çekmek için mutlaka izin istenmelidir.
Merhaba faktörünü mutlaka kullanın.
Kişiyle sohbet ederek yaklaşın olaya. Bir kahvehaneye girer girmez kimseyle konuşmadan fotoğraf çekmeye başlasanız içerdekilerin size tepkisi ne olur bir tahmin ediniz. Ama kahvehaneye girdikten sonra, en azından birkaç dakika oradakilerle sohbet etseniz, kimliğinizi açıklayıp işinizi anlatsanız hepsinin size sarılacağından şüpheniz olmasın.

“An fotoğrafları” çekmek için merhabalaşmaya vakit bulamayabilirsiniz de bazen.. Bu durumda fotoğrafçının ilişki kurmadaki ustalığı önemli rol oynar çoğu kez. Fotoğrafı çektikten sonra paparazzi fotoğrafçısı gibi koşarak uzaklaşmayın oradan. Bu anı niye fotoğraflama gereği duyduğunuzu, izin almaya neden vakit bulamadığınızı, amacınızı mutlaka izah ediniz.
Geniş açılı objektiflerle konuya yaklaşıldığında objektif öndeki öğeleri abartarak büyüteceğinden kişinin burnu büyük başının arka tarafları küçük çıkacaktır. Bu durumda perspektif bozukluğuna neden olur. Çok uzun odak uzunluğunun kullanılması durumunda da derinlik etkisi yok olur. En uygun objektif 80 mm.‘lik objektiftir. Güneşli bir havada dışarıda portre fotoğrafı çekmek çok zordur. Zorunlu kalmadıkça bu ışık koşullarında portre fotoğrafı çekilmemelidir. Çünkü parlak güneş kişinin yüzüne dik geldiği zaman kişi yüzünü buruşturacak, gözlerini kısacaktır.

Güneş tepede iken saçların, kaşın ve burnun gölgesi yüzde istenmeyen görüntülerin oluşmasına neden olur. Güneşli havalarda yüz üzerinde açık ve gölge bölgeler arasında parlaklık farklarının fazla olması fotoğrafı olumsuz yönde etkiler.
Bu durumlarda yansıtıcılar (reflektör) ya da dolgu flaşı kullanılarak sert gölgeler yumuşatılabilir. Güneş modelin arkasında olduğu zaman isteğe bağlı olarak siluet görüntüler elde edilebilir ve bu şekilde değişik efekt etkisi yaratan görüntüler yakalanabilir. En uygun güneş ışığı sabahın erken ve akşam gün batmadan bir iki saat önceki ışığıdır. Açık havada puslu bir günde ya da gölgede çekilecek portreler uygun sonuçlar verebilir. Gölgede çekilecek portre fotoğraflarında
81 A veya 80 A gibi renk düzeltici filtreler kullanılması gerektiği unutulmamalıdır. Portre fotoğrafı çektirecek kişiler objektiften etkilenecekleri için ifadelerinde ve davranışlarında doğal olmayan bazı değişiklikler olabilir. Bu durumlarda fotoğrafçının model ile konuşması (modeli sıkmadan) kişinin doğal hareket etmesi için uygun bir yöntemdir. Yalnız modele dokunmak beklenin aksine ters etki yaratabilir.
http://arkasokak.net/fotograf-sanati/42312-fotograf-cekme-teknikleri/

Fotoğrafcılık Terimleri

Alan açısı: Objektiflerin kapsadığı yatay alanın açısı.
Anti-statik bez: Objektifleri yada saydamları silmek için ve statik elektirikten kaynaklanan toz zerreciklerini uzaklaştırmak için kullanılan bez.
Aparture : Bakiniz, Diyafram
ASA : Bakiniz, ISO
Autofocus: Netlik ayarını otomatik olarak kendiliğinden yapan objektif sistemi.
B (bulb): uzun pozlarda makine perdesinin veya obtüratörün istenilen süre için açık kalmasını sağlayan kilitleme sistemi.
Bracketing: Alınacak sonuçlarda herhangi bir pozlandırma hatasına meydan vermemek için aynı konuyu birbirne yakın ama farklı diyafram yada enstantane hızı ile çekme yöntemi.
Diyafram öncelikli pozlama (Aperture Priority) : Bir çok çekim koşulunda, belirli bir diyafram değerinin kullanımına ihtiyaç duyulabilir. Fotoğraf makinesinde diyafram öncelikli pozlama seçimi yapılırsa, diyafram açıklığı sabitlenir ve makine mevcut ışık koşullarına bağlı olarak uygun enstantaneyi verir
DX ayarı: Film kasetlerinde bulunan ve film duyarlılığını otomatil olarak makineye aktaran sistemi.
Diffuser (yayıcı): Işığı yayn ve yumuşatan açık renkli şeffaf yüzey.
Deklanşör: Sehpahaya bağlı,makineyi sarsmadan uzun çekimlerde kullanılan yumuşak deklanşör teli.
Diyafram: Bir optik sisteme giren ışığın denetimini sağlayan mekanik gözbebeği.

Diyopri: optik camlarının ışığı kırma gücünün sayısal ifadesi.
Enstantane: Fotoğraf makinesinde bulunan obtüratör veya perdenin açık kalma süresinin saniyede kaçta bir olduğunu gösteren birimler.

Flaş: yeterli ışık olmayan konumlarda,anlık yardımcı yapay ışık kaynağı.
Fokal uzunluk: Objektiflerin optik odak uzunluğu
Flu, Fluluk: Net olmayan fotoğraf yada bir bölümü netlik alanının dışında kalan yer.
Geri plan: Bir fotoğrafta asıl konunun gerisinde kalan alan.
Gün ışığı: Renk ısı derecesi 5500 Kelvin olan,güneş doğduktan iki saat sonra oluşan ışığın rengi.Elektronik flaşlar gün ışığı yayar.Genelde kullanılan filmler daylight yani gün ışığı için ayarlıdır.
ISO: Fotoğraf filmlerinde ışığa duyarlılık derecesini belirleyen satandart ölçü birimi.

Kelvin: Renkli fotoğrafta ışığın renk tonunu ölçmeye yarayan birimler.
Kontakt baskı: Özellikle siyah/beyaz fotoğrafları büyütmeden önce seçebilmek için negatifle aynı boyda üretilen ufak baskılar.
Kontrans: Bir fotoğrafın konusunda yer alan en aydnlık ve en karanlık bölümler arasındaki oran.
Netlik: Bir fotoğraf filmi veya baskının keskinlik derecesi.

Obtüratör: Objektifden film yüzeyine yansıyan ışığın süresini ayarlyan sistemi.
Objektif: Görüntüyü film yüzeyine yansıtan optik sistem.
Paralaks: Telemetreli fotoğraf makinelerinde vizörden alına görüntü ile objektiften film yüzeyine yansıyan konu arasındaki açı farkı.
Panning: Hareketli bir konuyu vizörden takip ederek yapılan çekim türü.
Perspektif: Fotoğrafta bir konu içine sığan farklı uzklıklardaki objelerin birbirleriyle olan görsel ilişkisi.
Pozlandırma: Kullanılan filmin duyarlılığına göre,yüzeyinin yeterli ve doğru ışık alması.

Pozometre (ışıkölçer): çoğu zaman fotoğraf makinesinin gövdesinde bulunan bağımsız olarakda kullanılabilen ve ışığın gücünü ölçmeye yarayan alet.
Parasoley: direkt ışık hüzmelerinin objektifin içinde yansıyarak meydana getirdikleri lekeleri önlemeye yarayan ve objektifin önüne bağlnan huni.
Stop: Diyafram veya enstantae ayarları arasındaki derece farkları.
Tripod: üçayak.

Senkronizasyon: Fotoğraf makinesinin perdesi açıkken flaşın yanması.
Vizör: Fotoğraf makinelerinde konuyu kadrajlamaya yarayan bakaç.

Zoom objektifler: Değişebilir odak uzaklıklı objektifler